23 Temmuz 2012 Pazartesi

İlk Bebeğime...

Bir yerde okumuştum, "Anamın ilki olacagima dağlardaki tilki olaydim" diye.
Ne kadar doğruymuş. O kadar üzülüyorum ki Eylül'cüğüme bazen. Ben tek çocuk, evin tek kızı, prensesiydim. Üstüme hiç kimse gül koklamadı. Bilemem neler hissettigini ama kalbimin içinde duyuyorum çığlıklarını, anlıyorum duygularını hem de en derinden. Ama elimden gelenin en fazlasını yapsam da yetemiyorum...
Sana kardeş verdik ama evdeki saltanatını da, gözbebeğimiz sifatini da aliverdik elinden. İlerisi icin paha biçilemez ama bu yaslar icin çok sarsici bir sey kuşkusuz "Kardeş".
Çok seviyorsun, için titriyor, görünce gözlerin parlıyor, saatlerce oynuyor, mama yedirmek istiyor, oyalıyorsun ama kıskanıyorsun. Onunla ilgilendigim icin, kucagimda taşıdığım için, onu sevdigim, optugum icin...Hiç birşey demiyorsun, demesen de ben seni anliyorum. Haksiz da degilsin ki benim ilk bebegim. Birden anneni paylasmak zorunda kaldin. Bir cocugun tek dunyasidir annesi. Ve tek korkusudur annesini baskasiyla paylasmak. Belli etmemeye çalışsan da, sözlerinle ifade etmesen de, kardesine hep sevgi de göstersen, kalbinin taa icinde, derinliklerinde biliyorum neler yasadigini. Sana eskisi kadar zaman ayiramadigim icin, biraz sinirli, yorgun ve sabirsiz oldugum icin senden binlerce kere özür diliyorum benim ilk bebegim. Sen çok olgun, akilli bir ablasin. Kardeşin biraz daha buyudukce, bana daha az muhtaç olunca hepsini unutacaksin. Ve söz o zaman hep 3'ümüz, 3 eglenceli kız hep yan yana olacagız...

Öyle bir geçer zaman ki

Madem bir blog oluşturdun, yazacaksın o zaman. Aylar geçmiş, ben 1 kelime yazmamişim. Bu ne usengeçlik kardes! Bütün kışı hastaliklarla gecirdik. O kadar bunaldim ki anlatsam kelimelere cümlelere sığmaz. Eylül okuldan aldığı virüsler sayesinde sırt kemikleri sayılan bir çiroza dönüştü. Her seferinde de Alya'yı durmadan öpücüklere boğduğu için o da nasibini aldı. Zavalli bebek kaç kere hasta oldu sayısını unuttuk. Ne zaman yaz geldi, haziran oldu bizim de yüzümüz güldü. Okul bitti, mikroplar gitti!!!