10 Ocak 2013 Perşembe

Yürütecin Bilmediğim Yönü

Eylül hiç emeklemeden 7 ay civarı tek elinden tutup yürüttüğümüz zaman güçlü bir şekilde yere basabilmiş ve 10-11 ay civari da ufak ufak kendi adimlarini atmaya başlamıştı. 1 yaş doğumgünunde ise kendi kendine yürüyebilen koca bir kız olmuştu. Yaklaşik 6 aylikken yüruteç denen "Anne kurtarici" aletten de faydalanmaya baslamistim. Cok severek oradan oraya füze gibi firlayip duruyordu.
Alya ise 8 aya kadar hiç emeklemedi, yere sağlam basmıyordu ve tembel olacağının sinyallerini vermeye başlamıştı. 8. aydan sonra birden emeklemeye başladı, ben de emeklemeyen bir abladan sonra kedi gibi her yere 4 minik patisiyle girebilen bir bebeğin ne kadar zor olduğunu görmüş oldum.
Bu sefer de yurutecten yardim aldim tabii ki. Fakat 10-11 aylik hala yurume emareleri gostermeye baslamadigi icin yuruteci artik bir kenara kaldirdik.
Su anda kendileri tam 14 aylik, ve hala yurumeye niyeti yok, yardimsiz bir kac adim atiyor ama cok korkak, hemen yere atiyor kendini.
Doktoruyla bu konuyu son kontrolunde gorustugumuzde tekrar yuruteci cikarmami onerdi.
Ve 2 cocuk annesi olarak yurutecin hic duymadigim bir yonunu daha aktardi bana.
Yurutec cok fazla kullanildigi zaman yurumeyi geciktirip tembellesmeye yol aciyordu. Yurume zamani gelen bebeklerde de kendi baslarina bunu yapmaya teşvik etmek amaciyla artik kullanilmamaliydi. Bunu zaten hepimiz biliyorduk, ama bilmedigim bir diger yonu ise yurumesi geciken bebeklerde gunde yarımşar saatten 3 kür halinde uygulandığıydi.
Simdi 4 aydir ara verdigimiz yurutec tekrar ortaya cikti, ve Alya icin yurumesine yardimci bir araç olarak gunde 3 defa kullaniyoruz. Bakalim tembel kuşun güveninin yerine gelmesine yardimci olabilecek mi?

2 Ocak 2013 Çarşamba

Derin Bir nefes

Yepyeni bir yil daha geldi, yepyeni beklenti, yepyeni umut ve dileklerle..
Ben biraz yoruldum 2012'de. Yorgun, uykusuz ama cok mutluydum. Tek cocugun aslinda 'hic cocuk' oldugunu ogrendim. Sabir katsayim biraz
azaldi ama her saniyem icin sukrettim.
Kendime ayirabilecegim daha fazla vakit; cocuklarim, ailem ve herkes icin bol bol saglik ve kahkaha bekliyorum 2013'ten.
Bence simdi derin bir nefes alalim ve hosgorusu yuksek olan, yasadigi olumsuzluklarin faturasini baskalarina kesmeyen, kalbindekileri acikyureklilikle dile getirebilen ve boyle insanlara saygi gosterebilen, sevgi dolu insanlar olmaya calisalim. Yuregini gercekten bildigimiz herkesi oldugu gibi kabul edelim.İste o zaman bu yil ve tum gelecek yillar yasanilasi olur.



11 Eylül 2012 Salı

Minik Gurmenin Menüsü

Benim Alya kizim bugun tam 10 aylik oldu. Doktorumuzun izniyle 8. aydan beri kaynatilmamis su icebiliyor, tuzsuz olmak uzere kendi yemeklerimizin hepsini, bal, cilek, patlican ve bakla disinda herseyi yiyebiliyor. Ekmek de veriyorum, ona ozel sebze corbasi da yapiyorum, kendimiz icin hazirladigimiz tum yemekleri de veriyorum. Sadece herseyin mevsim sebzesi olmasina, tavugun ve yumurtanin MUTLAKA organik olmasina ve yemeklerinde sadece sızma zeytinyagi kullanmaya ozen gosteriyorum. Yogurt ve peynir olarak bazen inek bazen de keci sutunden yapilmis olanlari yiyor, alerji sorunumuz yok.

Sabah kahvaltilarimiz:
Alya her sabah dönüşümlü olarak,
•Yulaf ezmesiyle pisirilmis, tarcinla ve organik dut pekmeziyle tatlandirilmis seftali, elma veya armut. (icine sonradan rondodan gecirilmis ceviz ekliyorum)
• Haslanmis yumurta sarisi, organik bebek biskuvisi, labne peyniri ve formul sutu karisimini
• Anneanne yapimi mis gibi taze tarhana corbasini
• Yumurta sarisi, keci sutu, zeytinyagi, beyaz peynir ve unla yapilmis, kucuk parcalara ayrilmis bebek krep ini (eliyle bayila bayila)
Ve,
• Köy domatesi, ve keçi ezine peyniriyle top haline getirilmis cavdar ya da tam bugday unundan yapilmis annesinin ev ekmegini
Midesine indiriyor :)

Özel istek uzerine tombulluguyla unlenen Alya'nin en sevdigi, hmmm hmmm diye sesler cikararak yedigi bazi yemeklerin de tarifini paylasmak istiyorum.

•Etli Taze Fasulye
Önceden iyice yumusayana kadar pisirdigim kuzu but ya da incige, bir kasik zeytinyagi, 2 kucuk dogranmis patates, 3 domates puresi ve yarim kilo yesil fasulye ekleyip duduklude pisiriyorum. Pisince catalla ezip tontona yaninda yogurt ve pirinc pilavi ile veriyorum.

• Kabak ve Havuçlu Şehriye Pilavı
1 kabak ve 1 havucu rendeleyip, 1 bardak şehriyeyle tencereye koyuyorum. İcine daha önceden hazirladigim ve dondurucudan cikarttigim 'Organik' tavuk suyunu ve biraz daha su ekleyip pisiriyorum. Kolay yiyebilmesi icin tam suyunu cekmeden atesten aliyorum. Alya afiyetle yiyor .

• Tavuklu, Sebzeli Bulgur Pilavı
1 buyuk domates ve yarim sogani zeytinyaginda kavurup, icine havuc ve kabak rendeliyorum. Daha sonra da 1 bardak yikanmis bulguru, onceden haslanmis organik tavuk butunu ve tavuk suyunu koyup pisiriyorum. Pismeye yakin biraz karabiber ve bol nane ekliyorum. Yine bu yemegi de hafif sulu birakiyorum.

• Kıymalı Semizotu/ Ispanak
Yarim sogan ve dana bonfileden cekilmis kıymayı zeytinyaginda biraz cevirip icerisine 1 domates puresi ekliyorum. 1 kahve fincani yikanmis bulgur veya pirinci de koyup mevsimine gore ıspanagi ya da semizotunu da dograyip icine et suyu ekleyip duduklude kısa sure pisiyorum.

Alya'nin bunlar disinda en sevdikleri her ogunde yedigi yogurt, pirincli yayla corbasi, terbiyeli-sebzeli sulu kofte, ev yapimi manti (yeni tadina bakti ve bayildi), bulgurlu ezogelin corbasi, tavuk parcacikli tavuklu sehriye corbasi, kiymali kabak dolmasi, tavuklu pilav,minik minik dogranmis coban salata ve her turlu izgara balik (dip baliklari haric).
Ben sansli bir anneyim cunku istahli bir bebegim var. Yine sansliyim ki puturlu yiyebilen bir bebegim var. Ek gidaya ilk gectigimden beri yavas yavas blendirin derecesini azalttim ve simdi neredeyse bazi corbalar disinda hic kullanmiyorum. Catalla ezmem ve etleri minicik ufalamam yetiyor. Ozellikle etleri, tavugu, baligi ona elimle verdigim zaman cok seviniyor.
Butun bebislerimizin istahi acik, sagliklari yerinde olsun.


23 Temmuz 2012 Pazartesi

İlk Bebeğime...

Bir yerde okumuştum, "Anamın ilki olacagima dağlardaki tilki olaydim" diye.
Ne kadar doğruymuş. O kadar üzülüyorum ki Eylül'cüğüme bazen. Ben tek çocuk, evin tek kızı, prensesiydim. Üstüme hiç kimse gül koklamadı. Bilemem neler hissettigini ama kalbimin içinde duyuyorum çığlıklarını, anlıyorum duygularını hem de en derinden. Ama elimden gelenin en fazlasını yapsam da yetemiyorum...
Sana kardeş verdik ama evdeki saltanatını da, gözbebeğimiz sifatini da aliverdik elinden. İlerisi icin paha biçilemez ama bu yaslar icin çok sarsici bir sey kuşkusuz "Kardeş".
Çok seviyorsun, için titriyor, görünce gözlerin parlıyor, saatlerce oynuyor, mama yedirmek istiyor, oyalıyorsun ama kıskanıyorsun. Onunla ilgilendigim icin, kucagimda taşıdığım için, onu sevdigim, optugum icin...Hiç birşey demiyorsun, demesen de ben seni anliyorum. Haksiz da degilsin ki benim ilk bebegim. Birden anneni paylasmak zorunda kaldin. Bir cocugun tek dunyasidir annesi. Ve tek korkusudur annesini baskasiyla paylasmak. Belli etmemeye çalışsan da, sözlerinle ifade etmesen de, kardesine hep sevgi de göstersen, kalbinin taa icinde, derinliklerinde biliyorum neler yasadigini. Sana eskisi kadar zaman ayiramadigim icin, biraz sinirli, yorgun ve sabirsiz oldugum icin senden binlerce kere özür diliyorum benim ilk bebegim. Sen çok olgun, akilli bir ablasin. Kardeşin biraz daha buyudukce, bana daha az muhtaç olunca hepsini unutacaksin. Ve söz o zaman hep 3'ümüz, 3 eglenceli kız hep yan yana olacagız...

Öyle bir geçer zaman ki

Madem bir blog oluşturdun, yazacaksın o zaman. Aylar geçmiş, ben 1 kelime yazmamişim. Bu ne usengeçlik kardes! Bütün kışı hastaliklarla gecirdik. O kadar bunaldim ki anlatsam kelimelere cümlelere sığmaz. Eylül okuldan aldığı virüsler sayesinde sırt kemikleri sayılan bir çiroza dönüştü. Her seferinde de Alya'yı durmadan öpücüklere boğduğu için o da nasibini aldı. Zavalli bebek kaç kere hasta oldu sayısını unuttuk. Ne zaman yaz geldi, haziran oldu bizim de yüzümüz güldü. Okul bitti, mikroplar gitti!!!

12 Mart 2012 Pazartesi

Ev Yoğurdu

Uzun zamandır evde yoğurt yapmayı düşünüyorum ama bir türlü icraata geçememiştim. Tuttu-tutmadı diye uğraşmayayım diye de makina alayım diye düşünmüştüm. Geçen hafta da twitter annelerine "Hangi yoğurt makinasını kullanıyorsunuz?" diye sormuştum. Çoğunluk Arzum demişti ve memnun olduklarını belirtmişti. Hemencecik koşa koşa aldım ve daha o saniye günlük sütle ev yoğurdumu mayaladım. Sonuç: Harika kıvamlı, leziz bir yoğurt..Ev halkıma anne ekmeğimden sonra yoğurdumu da yedirmenin dayanılmaz mutluluğunu yaşadım. Yaşasınnn domestik anne :))!!

3. Ayımızdan Notlar

Bu ay bizim için birçok "ilk" i yaşadığımız bir ay oldu. Mesela öncelikle Alyakuş'un konuşmaya ablası kadar meraklı olduğunu öğrendik. Ağzı o kadar dolu ki, bir çözülse eminim anlatacağı çok şey var :) Ağzını yuvarlayarak, çeşitli şekillere sokarak binbir değişik sesler çıkarıyor. Yüzüne bakıp konuştuğumda, gözlerini gözlerimin içine dikerek anlattıkça anlatıyor.
Ay başında yatağının üzerine astığım renkli oyuncaklara olan ilgisi iyice arttı. Özellikle 3. Ayın son haftasında onları ellemeye ve keşfetmeye çalıştı.
Bu ayki doktor ziyaretimizde doktorumuz, 3. ayda bebeklerin anne karnında olmadıklarının farkına vardıklarını, bu yüzden de gece uykularından acı bir ağlamayla uyanabileceklerini söylemişti, bizim için de aynen öyle oldu. El ve ayak tabanlarına yağla yapacağımız masajın onları çok rahatlatacağını belirtti.
Ayrıca diş gelmesiyle ilgili ilk belirtileri de bu ay içinde gördüm. Şaşırmayın çünkü benim ilk dişim 4 aylıkken, Eylül'ün de 5 aylıkken çıktığı için biz biraz erkenci bir aileyiz. Salyalar, memeyi ısırma, sulu kaka, gece çok sık uyanma, sebepsiz aglamalar bana dişi anımsattı ama 2 hafta oldu henüz belirtiler çıkalı, bakalım tahminim doğru mu? Ağrısıni hafifletmek için satılan diş jellerini pek tutmuyorum çünkü ağzına yabancı madde sürme fikri bana cazip gelmiyor malesef. Mesela Eylül zamanında kullandığımız bir jel, içindeki bir maddeden dolayı piyasadan kaldırılmış. Onu zamanında kullanan bebekler de deneme tahtası olmuş yani. O yüzden kanımca ilaç kullanımı minimumda olmalı. Onun yerine soğuk halka kullanıyorum ama henüz eliyle tam olarak tutamadığı için biraz zor oluyor.
Uykuya gelince, yatma saatlerimiz neredeyse 1,5 aylıktan beri saat 20:00 ila 21:00 arası, artık bu oturdu, uykudan sürünse bile saat 18:30 dan sonra uyutmuyorum, oyalamak için banyoya sokuyorum ve sonra da cuup yatak :) ama gece kalkış saatlerimiz henüz hala çok düzensiz. Gündüz ise çok az uyuyor, en uzun uykusu malesef 1 saat sürüyor.
Ayrıca 2. ayın sonunda başlayan kafayı kaldırma sevdası, bu ay tavan yaptı ve bir yere yatırdığımda kafasını asla yatakta tutmuyor, illa kaldıracak.Ben de onun bu sevdasını biraz destekleyerek, ay sonunda onu yastıklarla çevreleyerek kanepeye oturtturdum birkaç dakikalığına, mest oldu minnoş. Ama tabii oturmaya geçmek için henüz çok erken, bu ancak 5 ay civarında yapılıyor, benimki sadece bir denemeydi, bilginize.
Bu ay bir bebeğin dış dünyayla yavaş yavaş iletişime geçtiği, onunla konuşulduğu zaman tepkiler verdiği, yüksek sesten korktuğu, sevildiğini anladığı, gündüzleri daha fazla uyanık kalmaya başladığı, karakteristik özelliklerinin iyice belirginleştiği bir dönüm noktası gibi. Yani artık küçük bebeklerimiz sosyalleşmeye başladı. Bakalım 4 ay maceralarında bizi neler bekliyor?
Herkese sevgiler....