1 Eylül 2011 Perşembe

Hamilelik Güncesi (1-20 hafta arası)

   Malesef  blog yazmaya geç başladığım için haftalık serüvenimi yazmakta da geç kalmış oldum. O yüzden 28. haftama kadar olan kısmı bir yazıda özetlemek istedim.

   İstenen ve planlanan bir bebeğin, biraz şaşırtıcı bir biçimde erken bir zamanda gelmesi bizi çok sevindirdi. Onu istiyorduk, artık zamanı gelmişti, karar  verilmişti bir kere. Ama birden yükselmeye başlayan hormon seviyemin cilvesiyle 6. hafta civarı, "Sanırım ben tekrar anne olmaya, tam rahatlamaya başlamışken tekrar uykusuzluğa, yorgunluğa hazır değilim" demeye başladım. Mutsuzdum, midem korkunç bir biçimde bulanıyordu ve kasıklarımda regl ağrısının 10 kat şiddetlisi ağrılar vardı. İlaç da alamadığım için ağrılar ve hormonlar yüzünden akşamları bir köşede kıvrılmış kedicikler gibi gözyaşı döküyordum. Tolga da zavallı beni nasıl teselli edeceğini bilemiyordu.
   Acaba Eylül'e kötülük mü yapmıştık? Acaba bir çocuğa daha nasıl annelik yapabilecektim? Akıl sağlığım yerinde kalabilecek miydi? gibi yüzlerce soru vardı aklımda. Neyse ki yaklaşık bir-iki hafta sürdü hamileliğe  psikolojik olarak alışmam. O kolay oldu, bebeğimi kabullendim. Ama asıl zor olan fiziksel olarak alışmak oldu.       Hatta çok zor oldu, o kadar çok mide bulantısı çektim ki, sadece bunu yaşayanlar bilebilirler. Mide bulantımın yanında hiçbirşey beni etkileyemiyordu, karın ağrılarım, korkunç gaz sancılarım bile vız geliyordu.
   Kokulardan nefret ediyordum, keşke bir burnum olmasaydı. Çocuğumun kokusu, kocamın kokusu bile ağır geliyordu bana. Doktorum metpamid verdi, işe yaramadı. Ağzım litrelerce tükürük üretiyordu, paslı demir yalamışım gibi korkunç bir tad vardı. Eti Formun mısır-pirinç patlağı biraz olsun iyi geliyordu. Her saniye kusmanın eşiğinde dolaşmak hayatı gerçekten zindan etti bana. Bazı geceler boğazım ağrıyana kadar çıkarttım. (Ve malesef ilk hamileliğimin aksine bu 5. aya kadar sürdü.)
  14. hafta doktorum bebeğin büyük ihtimalle kız olacağını söyledi. Elbette ki babası bir de oğlu olsun istemesine rağmen kızımızın bir "KIZKARDEŞİ" olacağı için çok sevindik.
   2. meleğimin hareketlerini ise yine erken hissettim. 16. haftamda karnımda fingir fingir oynayan minicik bir kız vardı.
   Yiyeceklere gelince asla kızartma, ağır, yağlı yiyecekler yiyemedim. Her sabah mutlaka yumurta yedim. Bol peynir, tost, et, tavuk ve avokadolu salata yedim. Nedense durmadan greyfurt yiyordum. Geceleri bir anda mutfağa kendimi zor atıp greyfurt kesmeye başlıyordum. Kilolarca yemişimdir. Hatta sonradan öğrendim greyfurt çok iyi bir folik asit kaynağıymış. Ilk aylar için çok gerekli folik asiti de herhalde vitamin dışında greyfurttan sağlamışımdır :) Zaten sonra dayanamayıp doktorumun da izniyle bulantımı arttıran demir hapı ve elevit denilen baş belasını da bıraktım. 6.aya kadar kullanmadım.
   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder