21 Eylül 2011 Çarşamba

MeloDRAM Kraliçesi

Bence ağır melodramlarda başrol
kadın oyuncuları hamilelerden seçilmeli :) İlk haftalarda karın da belli olmuyor zaten, kimse anlamaz. Sonraki bölümlerde de evin umarsız küçük beyi tarafından hamile bırakılır. Göbeği saklamaya da gerek kalmaz.
Ah şu hormonlar, benim gibi sert duruşlu, ağlamayı çocukluğundan beri sevmeyen insan evladını nasıl da sümüklü böceğe çevirebiliyor anlayamadım gitti. Tamam kalbimiz de taş değildir, duygusalımdır, kalbim sıcacıktır, sevgi doludur, yufka yürekliyimdir ama ağlamayı da sevmem
işte!!
Peki ya şimdi? En aptal dizi, en gereksiz şarkı, en komik kavuşma- sarılma- ağlama sahneleri, sokaktaki zayıf kediler, aç köpecikler, haberlerdeki, gazetedeki hasta çocuklar, fakir insanlar, yaşlılar beni deli gibi ağlatabiliyor. Ve sonra nasıl da oluyor bu kadar minik bir şeye ağlayabiliyorum diye ağlıyorum, dipsiz kuyu gibi yani.
Alınganım, ağlamaklıyım, sulugözüm. Hatta iki hamile bir olunca gözyaşları sel olur Müge-özlü-sözünü, canım arkadaşım Ceyda' yla sezeryan olacağı bir önceki gün buluşup ayrılırken, iki hamiş birbirimize sarılıp dakikalarca hıçkırarak ağlayıp tasdiklemiştik ;(( Off off.
Bütün muhtaç bebeklere, çocuklara, hatta hayvanlara annelik yapmak istiyorum şu an.
Gözyaşım gözümün kenarında hazır olda bekliyor, herkesin haberi ola.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder